Tüketici senedi- Nama düzenlenme zorunluluğu - Cirantaya karşı ileri sürülmesi

Tüketici senedi- Nama düzenlenme zorunluluğu - Cirantaya karşı ileri sürülmesi

T.C.

Yargıtay

13. Hukuk Dairesi

Esas No:2016/20529

Karar No:2018/2886

MAHKEMESİ           : Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ          : 25/02/2016

NUMARASI  : 2013/4058-2016/312

Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı şirketle 01.10.2010 tarihli 10.000,00 TL bedelli devremülk satış sözleşmesi imzaladığını, satı bedelinin 2.500,00 TL’sini ödediğini, bakiye kalan 7.500,00 TL için 500,00 TL bedelli 15 adet senet imzalayarak verildiğini, verilen senetlerden 11 tanesinin diğer davalı K.’a ciro edildiğini ve hakkında takip başlatıldığını, sözleşmede kararlaştırılan sürede tapuda teslim gerçekleştirilmediği gibi davalı şirket yetkililerine de ulaşılmadığını ileri sürerek devremülk sözleşmesinin ve bu sözleşme gereğince verilen senetlerin iptaline, ödenen 2.500,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline, Sincan 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2812 E.sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptali ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalı şirket yönünden açılan davanın kabulüne, devremülk sözleşmesinin iptaline, sözleşme nedeniyle ödenen 2.500,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline, verilen senetler nedeniyle davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 4 adet toplamda 2.000,00 TL bedelli senetlerin iptali ile davacıya iadesine, diğer davalı K.’a ciro edilen 11 adet senedin iptali talebinin reddine, diğer davalı K. yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, 01.10.2010 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi, davalı şirkete verilen senetlerin iptali ve takip konusu yapılan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davalı şirket yönünden açılan davanın kabulüne, devremülk sözleşmesinin iptaline, verilen senetler nedeniyle davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 4 adet toplamda 2.000,00 TL bedelli senetlerin iptali ile davacıya iadesine, ödenen 2.500,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline, diğer davalı K.’a ciro edilen 11 adet senedin iptali talebinin reddine, diğer davalı K. yönünden, takibe konu senetleri kötüniyetli ve ağır kusurlu elde ettiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

6.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin korunması Hakkında Kanunun 6/A maddesi, "taksitli satışlarda sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senet, her bir taksit ödenmesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenir. Aksi takdirde kambiyo senedi geçersizdir." düzenlemesini getirmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu senetler taksitli konut satışına ilişkin olarak 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 6/A maddesinin yürürlüğe girdiği 14.6.2003 tarihinden sonra düzenlenmişlerdir. Yasanın bu amir hükmüne göre dava konusu senetlerin her bir taksit için ayrı ayrı nama yazılı olarak düzenlenmesi gerekirken emre müharrer olarak düzenlendiğinden geçersizdir.

Bilindiği gibi emre yazılı senetler TTK 559, 560, 743 maddelerinde yazılı esaslar dahilinde devredilebilir. Buna karşılık nama yazılı senetlerin devrinde zilyedliğin devri yanında alacağın temliki sonuçları doğuracak şekilde devredilmesi gerekir. Nama yazılı senette hak sahibi olmayan bir kimseden iyiniyetle devir alındığı gerekçesiyle iktisap mümkün değildir. Senet hamili TTK 599. maddesi gereği kendisinin iyi niyetli hamil olduğu savunmasında bulunamaz.

Somut olayda ciro edilen senetlerin nama yazılı olarak düzenlemesi yasal zorunluluk olmasına rağmen, emre muharrer olarak düzenlenmesi nedeniyle geçersizdir. Geçersiz olan bu senetlere ciro yoluyla hamil olan iyiniyetli olup borçlunun zararına hareket etme kastı bulunmadığı savunmasında da bulunamaz. Davaya konu senetlerin lehdar yönünden karşılıksız kaldığı sabit olduğuna göre iptallerine yönelik talebin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.